Birçok kaynak Silikon Vadisi'nin başlangıcını Stanford Üniversitesi'nin kuruluşu ile eş değer olarak görür. Herkesin kabul ettiği gerçek ise Stanford Üniversitesi olmasaydı Silikon Vadisi bugün böyle bir başarıya ulaşamayacağıdır.
Bu efsane okula gitmeden önce tam bir günümü okulun kampüsünde geçirmeyi planlamıştım. Aslına bakarsanız gittikten sonra şunu gördüm ki bu muhteşem kampüsü hakkını vererek dolaşmak için için iki tam güne ihtiyacınız var. 🙂
Stanford Üniversitesi'ne gitmeden önce de daha önceki birçok seyahetimde danıştığım Şahin Boydaş'ın fikirlerini aldım. Google Maps üzerinde de kampüs içerisinde ziyaret edeceğim noktaları işaretledikten sonra yola koyuldum 🙂
İlk olarak belirtmem gerekirse bu ziyareti Ağustos ayının ortalarında yaptım. Okul akademik tatilde olduğu için yalnızca okulu benim gibi ziyarete gelmiş yerli/yabancı turistler vardı. Arabamı park ettikten sonra başladım yürümeye. Burada ufak bir bilgi vermem gerekirse Stanford Üniversitesi içerisinde otomobilinizi park edebileceğiniz ücretsiz birçok park yeri bulunuyor. Okul akademik tatilde olduğu için ben rahatlıkla yer buldum ancak tatil dışı bir dönemse kolayca yer bulabileceğinizin garantisini veremem. 🙂
Otomobilimi hemen yanına park ettiğim için ilk ziyaret noktam Stanford Stadium oldu. Oldukça büyük olan bu stadyumda spor müsabakaları, gösteriler ve konserler oluyor. Tribünlerin tepesine çıkıp stadyuma ve etrafına bakmanızı bir kez bakmanızı tavsiye ediyorum.
Ardından Stanford Graduate School of Business binasına doğru yola çıktım. Burası dünyanın en başarılı mezun/yüksek lisans öğrencilerinin yetiştiği yerlerden biri. Akademik tatilden dolayı normalde açık olan birçok kapı kilitli durumda olsa da yine de bazı yerler açık ve binaların bahçelerinde rahatça gezebiliyorsunuz.
Angell Field
Stanford Stadyumu'nun yakınlarında bulunan bu spor alanının etrafında koşu pisti ve ortasında Amerikan futbolu oynamak için yeşil saha bulunuyor. Ben ziyaret ettiğimde spor yapan kişiler bulunuyordu. Tribünlere çıkabilirsiniz herhangi bir yasak bulunmuyor. 🙂
Hoover Tower
Kampüs içerisinde mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir tanesi de Hoover Tower. 87 metre yüksekliğindeki bu kulenin tepesine de ücret karşılığında çıkabiliyorsunuz. ABD'nin 31. Başkanı olan Herbert Hoover, başkan olmadan önce elindeki çok değerli kişisel koleksiyonunu ve arşivinin büyük kısmını okula bağışlamıştır. Bu yüzden kuleye kendisinin ismi verilmiştir. Kulenin içerisinde koleksiyon ve arşivin durmasının yanında ayrıca bir araştırma merkezi ve düşünce kuruluşu bulunmaktadır.
Stanford Bookstore
Bu kadar köklü, ünlü ve başarılı bir okulun kitapçısını ziyaret etmeden gitmek olmaz. Stanford Bookstore'a gitmeden önce açıkçası beklentim çok yüksekti ancak içerisinin oldukça ticarileşmiş bir kitapçıdan maalesef farkı yok. Ancak okulla alakalı hediyelik alabilir dilerseniz ikinci katında bulunan kitap bölümünü dolaşarak kitap, dergi satın alabilirsiniz.
Stanford Memorial Church (MemChu)
ABD'nin sanat ve mimari alanındaki rönesansı sırasında (1876-1917) inşa edilen Stanford Anıtı Kilisesi'nin tasarımcısı Charles A. Coolidge'dir. Kilise ise Jane Stanford tarafından eşine bir hatırat olması amacıyla yaptırılmıştır. Kilise üniversitenin içerisinde bulunan mimariler arasında ”mücevher kadar değerli ve nadide bir eser” olarak anılmaktadır.
”Stanford Üniversitesi yazı dizimizin ikinci bölümünü okumak için lütfen tıklayınız.”
